Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Kahramanmaraş depreminin görünen zararlarının yanı sıra bir de yaşanan olumsuzluklardan yara alan bir psikolojimiz olduğunu unutmamalıyız.
Prof. Dr. Kemal Sayar, “Psikolojik ilk yardım: Ruhumuzu enkaz altından nasıl çıkaracağız?” Yazısında Kahramanmaraş depreminin ardından insan ruhlarında yaşananlar ve depremzedelere nasıl davranışlarımız hakkında bilgi bilgileri paylaşıyor.
Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem afetinin ardından psikolojik ilk yardımın nasıl olması, bir değerlendirmeyi kaleme alan Sayar’a göre, bu afet sadece bedenleri değil ruhlarımızı da enkaz altında kaldı.
Sayar, afette yaşananlarla ilgili insanların tepkilerini şöyle belirtiyor:
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), travma sonrasında sürekli ruhaniyet dışına çıkmak örseleyici deneyimi kurtarma, anılardan kaçınma, kabuslar, olumsuz duygular, çarpık inanışlar, duygusal ve etkileyici değişiklikler, kızgınlık ve tepkisel aşırılık belirtileriyle temayüz eden bir hastalık. Kişi kabusları ve geri dönüşler halinde sürekli o incime anını yaşar, travma mahalline gitmekten kaçınır, aşırı uyarılma ve irkilme belirtileri gösterir. Bazen de tam bir uyuşma haline girer.
Bütün sosyalleşmenin ve dayanışmanın en güçlü olduğu toplumlarda TSSB daha az gelişiyor. Travmatik olaya verilen kültürel anlam, kisinin kapsadigi sosyal destek ile verilen tepkinin çikarilmasini en önemli incelemelerden. Bizim toplumumuzun sahip olduğu geleneksel değer ve kodlar, yaşanan bu felaketin anlamlandırılmasında yardımcı olabilir. Travmatik olay kadar acının hiç işitilmemesi, onun tanıklığının bulunduğu kişiler tarafından görmezden gelinmesi de örseleyici. ‘Buhran zamanlarında insanların atalarının gözleriyle görürler’ denir. Toplumumuzun geçmiş tecrübelerinin devamı yine acıda kenetlendi. Adeta bir merhamet kitapçığı gerçekleşti. İnsanımız yasını bir şifa olarak, yardım taşıyarak sağaltmaya niyetlendi. Afetzede vatandaşlarımızın tecrübe ettikleri bu yardımlaşma duygusu onlara yalnız kaldıklarını hissettiriyor. Toplumsal dayanışma travmadan kurtuluşun en önemli araçlarından biri.
Sadece travma değil yas da yaygın olarak karşılaşılacak bir durumdur. Sevdiklerini kaybeden bir insanın tüm dünyası yaratılmıştır. Özlem, keder, öfke ve hatta yaşadıklarılık duygularını kişiyi yoklamaya başlar. Kaybedilen kişiyle olan ilişkiyi incinebilirliği yönlendirir. Birbirine bağımlı insanların daha karmaşık bir yas daha tepkisi vermesi muhtemeldir. Ölümün travmatik ortamlarda vuku bulması ve akabinde yaşanan çaresizlik hissi, yas tutmayı daha da zor hale getirebilir.
Dr.
Sayar, psişik ilk yardımın, doğal veya doğal olmayan felaketler sonrasında doğum olarak yola çıkarak şu notu düşürmeyi taahhüt ediyor:
Amaç, genellikle zannedilenin aksine, terapi vermek değildir ve sadece profesyoneller tarafından yapılmaz. Yaşadığı bir afet sonrasında farklı gördükleri tepki gösterir. Psikolojik ilk yardımın en önemli amaçlarından biri kişinin doğal olarak yaşamasına yardımcı olmaktır. Sağlıklı beslenmenin sağlanabilmesi için üzülmek, öfke duymak gibi duyguların yaşanması gerekir. Kimi zaman kişilerin yaşamaları gereken olumsuz duygular farklı sebeplerden dolayı yaşayamıyorlar.
Psikolojik ilk yardımın amaçlarından biri de kişinin kaybettiği kontrol hissini yeniden kazanmak için yardımcı olmaktır. Burada izlenecek ana yol, “izle-dinle-bağla” ilkesidir. Bu ilke sayesinde afetzedelere afet sonrasındaki yaşamların ilk sıralarında yardımcı olmak amaçlanır. Teker teker bakacak olursak: “İzle” ilkesinin amacı, olan olayı geniş kapsamlı anlamak (depremin yaratmış olabileceği zorlukları anlamak) ve yoğun stres altında olan bireylerin ihtiyaçlarını ve fiziksel durumlarını farklı görebilmektir. “Dinle” ilkesinin amacı, gerekli kişilerin izni dahilinde, bağlantı kurup duygulara, yaşadıklarına, amaçlarına kulak vererek sakinleşmelerini sağlar. “Bağla” ilkesinin amacı ise diğer iki ilkeyi kullanarak edindiği bilgilerle kişiyi gerekli kullanmaktır. Bu duruma, sosyal destek ve yakınlarla iletişim kurmak, soruları bilmeksak yanıtlamak, eğer bilmiyorsak doğru yanıtı öğrenmekten sonra yanıtlamak örnek yönetici olarak.
Psikolojik müdahale için dünyada yapılan araştırma grubu, birinci güvenliği sağlamak, ikinci sakinleştirmek, üçüncüsü hem kendi başına olmak hem de toplum içinde egemenlik hissini vermek, dördüncüsü bağ kurmayı bitirmek, beşincisi ümidi geçmek üzere 5 ilkede özetleniyor.
sayar, bu tür yaygın kullanılan tepkilere de şu sözlerle değindi:
Travmatik olaylara maruz kalanların maruz kaldığı en yaygın iki duygusal tepki korku ve endişedir. Keder, öfke, depresyon ve huzursuzluk da özellikleri görülüyor. Kimi insanlar gelecekten ümitsiz ve boşlukta kalacaklar. Bir duygusal tepki de uyuşukluktur. İçe getiren ve uzaklaştıran uzaklaşma, özellikle kişinin önceki geçişlerinden önemli bir sapma olmuşsa, dikkat edilmesi gerekendir. Travmatik stres sonucu alkol ve madde kullanımında diziler olabilir. İnsanların endişelerini yatıştırmak için bu tür alışkanlıklara yönelebilir. Aileye karşı aşırı koruyucu tutumlar, kendini diğerini algılama yalıtma, travmatik olayın hatırasını akla getirmeye yönelik uzak durma amacı da yaygın olarak görülebilir. Travmatik stres tepkileri doğru düşünmemizi dışardan. Bu durumda karar vermekte ve bazı şeyleri saklamakta zorlanmalıyız. Geçmişe dönüş (geridönüş), mağduru özgün travmatik olayı anına geri döndüren bir tepkidir. Kişinin özgün olay sırasında gördüğü, etkilediği, kokladığı aynı duyumları sonuçları Genellikle 30 saniye veya daha az sürer ve süreğen durumunda mutlaka psikiyatri takibi gerekir.
Yorum Yaz